Eleştirel felsefenin babası olarak kabul edilen Kant, Doğu Prusya'nın Königsberg kasabasında dünyaya geldi. Hayatının tamamını burada geçirdi. Epistemoloji (bilgi felsefesi), ahlak, din, tarih ve metafizik gibi konular üzerine çalışmaları bulunmakta.
Bu yazıda
Immanuel Kant'ın “Aydınlanma Nedir?" sorusuna cevaben yazdığı makalesinden
bahsedeceğim. Kant bu makalenin başında aydınlanma için şöyle bir tanım yapar:
"İnsanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan
kurtulmasıdır."
Ergin olmama
durumu ile kast edilen şey "çocuk kalma" halidir. Yani aklı ve hür
iradeyi dilediği gibi kullanmak yerine başka insanların direttiği fikirleri
kabul edip düşünme gereksinimi duymadan yaşamaktır diyebiliriz. Kant yine aynı
makalede "Aklını kullanma cesareti
göster!" sözünün aydınlanmanın parolası olduğunu söyler. İnsanı
düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eden Kant, ergin olmama durumunun bile bile
içinden çıkılmamasına tembelliğin neden olduğunu savunur. Ergin olmamak,
başkalarının senin yerine karar alıp düşündüğü bir hayat yaşamak bireye daha
kolay geldiğinden, aklını kullanma cesareti göstermez. Kant bu konfor alanından
çıkamama durumuna makalesinde şöyle değinir:
"Benim yerime düşünen bir
kitabım, vicdanımın yerini tutan bir din adamım, perhizim ile ilgilenerek
sağlığım hakkında karar veren bir doktorum oldu mu, zahmete katlanmama hiç
gerek kalmaz artık. Para harcayabildiğim sürece düşünüp düşünmemem önemli
değildir; bu sıkıcı ve yorucu işten başkaları beni kurtaracaktır çünkü."
İnsanların
düşünmeden yaşamasına, sadece bu açıdan değil; denetim ve yönetim
tabakasındakilerin fikir ve davranışlarını asla sorgulamaması açısından da
değinir. Yöneticilerin toplumu bir hayvan sürüsü olarak kullandıklarından
bahseder. Makalenin bir bölümünde yöneticilerin halk üzerinde baskı kurup
kısıtladıklarını belirtir ve ekler:
"Onlara, kendi kendilerine
yürümeye kalkışırlarsa başlarına ne gibi tehlikelerin geleceğini bir bir
gösterirler. Oysa onların kendi başlarına hareket etmelerinden doğabilecek
böyle bir tehlike gerçekten büyük sayılmaz; çünkü bir kaç düşüşten sonra bunu
göze alanlar sonunda yürümeyi
öğreneceklerdir."
Çoğu dogma ve kuralın aydınlanmaya ayak bağı olduğunu söyleyen Kant, insanların bunlardan kurtulmasını ister. Kant bunun yanı sıra özgürlük ile sorumluluk arasındaki farka da değinir. Sorumluluklar yerine getirildiğinde de bireyin özgürlük mücadelesi vermeye devam edebileceğini savunarak " Yurttaş kendine düşen vergiyi ödeyemezlik edemez; hatta bu gibi vergilere ilişkin yapılan acımasız eleştiriler ve ödememeye yönelik davranışlar, bu uymamaların genelleşebileceği gerekçesiyle cezalandırılabilir. Bununla birlikte bir bilgin olarak aynı vatandaş kamu önünde vergilerin uygunsuzluğu ve adaletsizliği üzerine düşüncelerini açıkça belirttiği zaman asla yurttaşlık yükümlülüklerine karşı gelmiş sayılmaz." der. Düşünmenin bir suç olmadığını ancak sorumluluktan kaçmanın da özgürlük değil, suç olduğunu belirtir. Bu gibi çeşitli örnekler ile de bu fikrini destekler. Çünkü insanın diğer canlılarla arsında bulunan en büyük fark düşünen bir varlık olmasıdır.
Aydınlanma bir nevi düşünce hürriyeti, maddi manevi özgürlük ve sorumluluk bilincidir de denebilir. Özgürleşme uğruna yapılacak her bireysel yahut toplumsal hareket aydınlanmayı beraberinde getirir. İnsanoğlu dünyaya sorgulamak, öğrenmek ve aktarmak üzere gelmiştir. O halde devamlı çalışan bir zihin paslanmayan aydınlık bir ruhun oluşumu için oldukça mühimdir. Sorgulamak, öğrenmeye aç olmak, harekete geçmek ya da durmak, sorumlulukların farkında olup yapılanları kabullenmek ve bireysel çaba ile yaşam sürdürmek elbette zor olan fakat özgürlüğü sağlayan yegane elementlerdir. Aydınlanmak ve aydın bireyler yetiştirmek sancılı süreçler sonu elde edilebilecek bir durum. Sorumsuzluk, cahillik gibi toplumumuzu her gün karanlığa götürmek isteyen hastalıklar işin sadece görünen kısmı olabilir. Altında daha korkunç kusurlar oluşabilir ve toplumlar öylece kendi karanlığında aydınlanmadan uzakta yok olabilir. Kant bize bu makale ile birçok fikir aşılıyor aslında. Tabi anlamak istersek.
Yorumlar
Yorum Gönder